Gündelik yaşamın vazgeçilmez bir öğesi olan ıslak hacimler, suyun kullanıldığı yerleri ifade etmek için kullanılmaktadır. Tuvalet, banyo vb. alanlarda kullanılan ekipmanların neredeyse tamamı su ile çalıştığı için bu alanları ıslak hacim olarak adlandırıyoruz. Sirkülasyonun fazla olduğu, ortak kullanılan kamusal alanlardaki ıslak hacim mekanları büyük önem taşıyor. Çünkü kullanıcıların konut tuvaletlerindeki ürünlere yaklaşımı ve bu ürünleri toplumun diğer bireyleri ile paylaşılması söz konusu olduğunda kirlilik ile başa çıkmak adına farklı kullanım biçimleri geliştirmek zorunda olduklarını biliyoruz. Bu yüzden tasarımlarımızı kullanıcı deneyimlerini de göz önünde bulundurarak yapıyoruz.
Günümüzde Covid-19 süresince temas yoluyla bulaşan hastalıklar ve bu hastalıklara karşı alınabilecek önlemler giderek daha fazla önem kazanıyor. Ortak alan olarak tanımladığımız ıslak hacimde kullanılan ürünleri seçerken bu sürece uyum sağlıyor, en az temas gerektiren ve hijyen koşullarını sağlayacak ürünleri seçiyoruz. Teknolojinin gelişimi ile birlikte bu seçimlerimize el sensörlü kapı sistemlerini de dahil ediyoruz. Temas etmeden kabine giriş çıkışı sağlamak, hastalıklara karşı alınacak en önemli önlemler arasında bulunuyor. Ayrıca zeminde, duvarda ve tezgahta kullanılan steril ve dayanıklı malzemeler ile hijyenik bir mekan oluşturuyoruz. Dayanıklılığın yanı sıra hava sirkülasyonuna sahip, hijyenik bir ortam tasarlamayı hedefliyoruz.
Kullanıcılar için sağlıklı, güvenli aynı zamanda da fark edilebilir bir tasarım yaratmayı amaçlıyoruz. Kullandığımız renkler ve malzeme seçimlerimiz ile minimal dokunuşlar yaparak şık ve konforlu bir alan tanımlıyoruz. Böylelikle kullanıcıların yaşam kalitelerini belirgin ölçüde etkiliyoruz.